Öğrenme; yeni bilgi ve davranışın kazanılması ya da var olan davranışların değiştirilmesi sürecidir. Öğrenme nedir sorusu bilginin, becerinin ve davranışın nasıl şekilleneceği konusunda gereken cevapları vermektedir. Öğrenme tanım şekli bize iki şey sunmaktadır. Birincisi öğrenmenin bazı kanıtlara dayandırılması gerektiğidir. Öğrenme her ne kadar sessiz, dolaylı ve kişiye yönelik bir eğilim olsa da temelinde bazı kanıtlara dayanması süreç için önemlidir.
İkincisi ise; öğrenmenin bir kısmının bilişsel gerçekleşmesidir. Yaşadığımız herhangi bir deneyim o anda fark edilmese bile davranışlarımızı, tercihlerimizi ve değerlerimizi etkileyebilmektedir. Örneğin bir öğrenci öğretmenini hiç sevmediğini söyleyebilir. Bunun nedeni sorulduğunda ise yine aynı öğrenci neden böyle hissettiğinin cevabını veremeyebilir. Öğrenme nedir konusu insanoğlunun tüm hayatı boyunca olmakta ve devam etmektedir.
Beyin ne şekilde öğrenir sorusunun ise birkaç cevabı vardır. Örneğin; kişi yanan bir sobaya elini dokundurduğunda eli yanar ve acır. Bu öğrenmeyi öğrenme şeklinde tanımlanabilir. Öğrenilen bu acı tabir yerindeyse uygulamalı şekilde gerçekleşmiş olur. Yine aynı durumu zihni yorarak da öğrenmek mümkündür. Yani soba sıcak ve dokunduğum anda elim yanar ve acır şeklinde zihinde canlandırılarak da ulaşılabilir.
Öğrenme Nedir ve Öğrenme Ne Demek?
Öğrenme; bireylerin yaşanmışlıkları sonucunda davranışlarında ortaya çıkan ve uzun süreye yayılan değişim süreci olarak adlandırılır. Kişilerin yaşanılan durumlar karşısında tepki oluşturarak bunların yerine yenisini edinme yeteneği olarak da ifade edilir. Öğrenme nedir sorusu kişi hayatının her döneminde kendini gösteren bir durumdur. Bir bilginin ya da bir davranışın öğrenme olarak ifade edilmesi için hem davranış biçimini etkilemiş olması hem de davranışta oluşan değişikliklerin uzun soluklu olması gerekir.
Örneğin; tokalaşma dahi bir öğrenme şeklidir. Karşıdakinin elinin kuru ya da ıslak olması, elinizi sert ya da yumuşak sıkması sonucunda varılan fikirlerde bir öğrenme metodudur. Ayrıca bir şeyi göstererek karşıdakine bir şey öğretmekte yöntemler arasında yer almaktadır. Öğrenmenin belli bir şekli ya da yöntemi yoktur. Her şeyden ve herkesten türlü şeyler öğrenmek mümkündür. Kişi ömrü boyunca öğrenmeye açıktır ve öğrenmeye devam etmektedir.
Ön öğrenme nedir sorusu içinse bir doktorun ilk ameliyatlarını örnek verebiliriz. Doktor için ilk ameliyatlarda elinin yatkınlığı oluşması için çeşitli pratikler yapılmakta ve elin yetkinliği sağlanmaktadır. Denildiği gibi öğrenmenin birçok yolu vardır ve kişiler kendilerine en uygun öğrenme metodunu seçerek kolaylık sağlayabilirler. Her daim bireyin bir şey öğrenmesi beynin kapasitesini artırır ve daha önce yapamadığı bir şeyi yapar hale getirir.
Beynin fazlasıyla karmaşık olması kimi zaman bireyi bunaltabilir. Zamanla yapılan araştırmalar, beynin karmaşıklığının kural gereği olduğu kanaatine ulaştırmıştır. Çünkü öğrenmenin tamamı beyne bağlı olduğundan beyni sade bir organmış gibi açıklamak oldukça zordur. Yani beyin temelli bir durumu kısa ve öz açıklamak öğrenme nedir sorusunu yanlış cevaplamak olarak nitelendirilir. Ayrıca beyin temelli eğitimi açıklamak için 3 kelime kullanılabilir. Bunlar; katılım, stratejiler ve ilkelerdir. Beyin temelli olarak ifade edilen kavram; beyin hakkında doğru olan ilkelere dayalı stratejilerin katılımı ve devreye girmesidir.
Öğrenme ve Geçici Davranışlar Nelerdir?
Öğrenilen geçici davranışlar, yaşanılanlardan yola çıkarak tecrübe edilmiş olanlardan değil de, başka nedenlerle ortaya çıkan sebeplere dayanarak öğrenilmiş durum şeklinde ifade edilir. Örneğin; uykusuzluk, yorgunluk ve hastalık gibi durumlarda yaşanılan hususlar gerçek öğrenme değildir. Sebepler ortadan kalktıktan sonra davranışların değişikliğe uğraması geçici davranış olduğunu gösterir.
Öğrenme nedir sorusu geçici öğrenme kavramını kapsamamaktadır. Özellikle kişilerin büyüme ve olgunlaşma döneminde öğrendikleri de gerçek bir öğrenme olarak kabul edilmemektedir. Ergenlik döneminde özellikle erkeklerin sesinin çatallanması bir öğrenme davranışı değildir. Öğrenme ne demek sorusunun cevabı geçici davranışlara ve gerçek öğrenmeye bağlı olarak cevap bulur.
Olgunlaşma bir öğrenme süreci olarak kabul görmemektedir. Olgunlaşmak sadece öğrenme sürecine katkı sağlayan bir durumdur. Kişi belli bir fizyolojik olgunluğa erişmemişse öğrenme gerçekleşmemiş demektir. Mesela bir çocuğun yazıyı öğrenebilmesi için öncelikle kalem tutma yetkinliğini öğrenmesi gerekir. Bu da zamanla ve belli bir olgunlukla gerçekleşecektir. Ayrıca doğuştan gelen ve kişinin ilerleyen yaşlarında bu bilginin nereden geldiğini bilememesi de bir öğrenme şekli değildir. İçgüdüyle oluşan bu duruma arının bal yapması örneği verilebilir.
Eric Jensen ve Liesl Mcconchie tarafından yazılan Beyin Temelli Öğrenme kitabına Google Books’tan ulaşabilirsiniz. İlgili çekici diğer kitaplara ulaşmak için aba Yayın resmi internet sitesine göz atabilirsiniz.