Çizgi roman okumayı sever misin? Daha önce tanışmadıysan; çizgi romanlar, hikayelerin kelime ve resimlerle anlatıldığı bir yayın türü olarak tanımlanabilir. Resimli roman olarak da anılır. Superman, Batman, Kaptan Amerika, Iron Man, Spider Man gibi kahramanları tanıdığına eminim. Peki ya; hepsinin aslında birer çizgi roman karakteri olduğunu biliyor muydun?
İlk Çizgi Roman: The Yellow Kid
Çizgi roman, 20. yüzyılda dünyada büyük etki yaratmış bir sanat türü. Kendine özgü bir anlatı ve kurgu biçime sahip… Bilinen ilk örneği ise bundan tam 124 yıl önce Richard Fenton Outcalt’in bir gazete için çizdiği “The Yellow Kid” yani “Sarı Çocuk”.
Stan Lee ve Marvel Comics
1938 yılının Haziran ayında Dünya bugün hepimizin çok yakından tanıdığı Superman ile DC Comics dergisinde tanıştı. Süper kahramanların çizgi roman dünyasını ele geçirdiği yılların ardından II. Dünya Savaşı sonrasında popülerliklerini kaybettiler. Süper kahramanların yer aldığı çizgi romanlar yerini gerilim, korku, suç ve bilim kurgu içerikli çizgi romanlara bıraktı. Fakat bu akım fazla uzun ömürlü olamadı. EC Comics’in başlattığı bu yeni akımın çocukları olumsuz etkilediği öne sürüldü. Çocuklara yönelik bir yayın türünün korku ve suç öğeleri barındırması yetişkinleri rahatsız etmişti. EC Comics sansür ve yasakların ardından hızlı bir giriş yaptığı piyasaya veda etti.
1960’ların başında ise Stan Lee bir mucize yarattı ve bugün soluksuz izlediğimiz Marvel Comics kahramanlarını bir bir dünyaya tanıttı. Herkes süper kahramanlardan umudunu kesmişken Marvel Comics bir dünya devine dönüştü. Aradan geçen 60 yıla rağmen hem gençleri hem de yetişkinleri peşinden sürükleyen süper kahramanların hikayeleri televizyona, sinemaya, bilgisayar oyunlarına ve dijital platformlara uyarlandı.
80’li yıllarda Frank Miller ve Alan Moore tarafından çizgi romanların yetişkinlere yönelik olarak farklı bir formatta yayınlanması tasarlandı. Bu fikir hayata geçirilse de beklenen etkiyi yaratmadı.
Kendi Çizgi Romanını Yaratmak mı? Neden Olmasın?
Çizgi romanları okumak gerçekten çok keyifli… Peki ya kendi çizgi romanını yazmaya ne dersin? Hadi birlikte deneyelim.
Çizgi romanlarda hikaye karelere ayrılarak anlatılır. Her bir kareyi romanının bir sahnesi olarak düşünebilirsin. Karakterlerini konuşturmak için düşünce ve konuşma balonlarına ihtiyacın olacak. Karakterinin içinden söylediklerini ya da aklından geçenleri düşünce balonu içinde vermelisin. Diğer karakterlerle konuşmaları için konuşma balonlarını kullan. Çizgi romanların bir başka özelliği ise ses efektlerine yer vermeleri. Örneğin; çizgi romanında bir balon patlıyorsa, balonun patladığı kareyi sadece çizmekle kalmamalı “Bom!” kelimesini SFX balonu içinde kullanmalısın. SFX balonu çizgi roman dilinde ses efektinin kısaltması olarak kullanılır. Ses efektlerinin yazıldığı balonlar ise SFX balonu olarak adlandırılır.
Hikayeni daha etkileyici ve anlaşılır hale getirmek için karakterlerini ve hikayenin geçtiği dünyayı tanıtarak işe başlamalısın. Ardından hikayeyi biraz derinleştirmelisin. Hikayene biraz heyecan katmayı dene, olayları biraz karmaşık ve gizemli hale getir. Okuyucuların sonunu iple çekeceği ve son ana kadar soruların cevaplarını arayacakları bir hikaye yazmaya ne dersin? Ardından tüm gizemlerin çözüldüğü bir son yazarak hikayeni noktalayabilirsin. Bunun mutlu son olup olmayacağı ise tamamen sana kalmış.
Şimdi hayal gücünü kullan ve kendi karakterlerini ve kendi hikayeni yarat! Çizgi roman dünyasına etkili bir giriş yapacağına eminim. Bu deneyimden keyif aldıysan daha eğlencelilerine ulaşmak için “Yazmak Bir Harika! Hikaye Günlüğüm” adlı kitabımıza Google Books üzerinden ulaşabilirsin. Daha fazla yayına ulaşmak için aba Yayın web sitesini ziyaret edebilirsin.