aba-yayin-biyoteknoloji-alaninda-basarili-universiteler-hangileri

Biyoteknoloji Alanında Başarılı Üniversiteler Hangileri?

Biyoteknoloji günümüzde hemen her alanda ihtiyaç duyulan bir kavram haline gelmiştir. Kavramın bu kadar önemli hale gelmesi de eğitim kurumlarının bu alanda çalışmalar yapmasına vesile olmuştur. Biyoteknoloji alanında başarılı üniversiteler biyoteknoloji alanında yaşanan gelişmelere bağlı olarak bu alanda lisans, master ve doktora programları uygulamaktadır. Türkiye’de ise bu alanda çalışmalar henüz çok ileri seviyede olmasa da üniversitelerde biyoteknoloji alanına yönelik bölümler eğitim vermektedir. Ülkemizde TÜBİTAK ve Gıda, Tarım, Hayvancılık Bakanlığı Biyoteknoloji Araştırma Merkezi başta olmak üzere pek çok kamu ve özel sektör kurumu çalışmalar yapmaktadır.

Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki hedefleri göz önüne alındığında 2023 yılı için;

  • Bitkilerde stres toleransı ve işlevsel gıda üretimi,
  • Nitelikli tohum, fide ve fidan materyali üretimi,
  • Bitki hastalıklarının tanısı ve biyolojik mücadele,
  • Genetik kaynaklarının korunması ve hedef genlerce karakterizasyonu,
  • Mikrobiyal biyoteknoloji ve mikroorganizma genetik kaynaklarının muhafazası ve karakterizasyonu,
  • Mikrobiyal endüstriyel enzimlerin üretiminde ilerlemeler amaçlanmaktadır.

Dünya genelinde pek çok üniversitenin ve kurumun biyoteknolojiye önem verdiklerini görmekteyiz.

Bioteknoloji Alanında Başarılı Üniversiteler Nasıl Bir Eğitim Veriyor?

Dünya genelinde biyoteknoloji alanında başarılı üniversiteler kurumların ihtiyaç duydukları elemanları biyoteknoloji alanında yetiştirmektedir. Bu anlamda en iyi üniversitelere bakılacak olursa ilk sırada Harvard Üniversitesi gösterilebilir. Harvard Üniversitesi 316.1 puanla listenin zirvesinde yer almaktadır. Bu anlamda Amerika’nın biyoteknoloji alanına ciddi düzeyde önem verdiği görülmektedir. Çünkü listenin ikinci sırasında da bir Amerikan üniversitesi yer almaktadır. MIT Üniversitesi 270.3 puanla biyoteknoloji alanında eğitim veren okullar sıralamasında ikinciliği elinde tutmaktadır.

Listenin üçüncü sırasında da Stanford Üniversitesi 253.3 puanla konumlanmaktadır. Amerika’da biyoteknoloji alanında yapılan çalışmalar, ülkenin ilerleyen yıllarda bu alanda daha da ileriye gitmesini sağlayacaktır. Biyoteknoloji söz konusu olduğunda listenin dördüncü sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nin yer aldığı söylenebilir. Listenin beşinci sırasında Danimarka’da faaliyet gösteren Danimarka Teknik Üniversitesi bulunmaktadır. Altıncı sırada İngiltere’den Cambridge Üniversitesi yer almaktadır. Listenin ilk 10 üniversitesi arasında Çin’den yalnızca Harbin Üniversitesi yer edinmeyi başarmıştır.

Biyoteknoloji Alanında Translasyonel Tıp Bilimi

Klinik öncesi araştırma, kanıta dayalı araştırma ya da hastalık hedefli araştırma söz konusu olduğunda translasyonel tıp bilimi gündeme gelmektedir. Bu alanın, biyolojik bilimlerde yeni keşiflerin insan hastalıklarıyla olan ilişkisini belirleyerek insan sağlığını ve uzun ömürlü yaşamayı hedefleyen bir bilim dalı olduğu söylenebilir. Biyoteknoloji alanında başarılı üniversiteler biyoteknolojinin olduğu her alanda eğitimler vermektedir. Yani alanın her bölümüne yönelik verilen eğitimler, biyoteknoloji konusunda öğrencilerin kalifiye bir duruma gelmelerini sağlamaktadır.

Translasyonel Tıp, temel olan bilim araştırma sonuçlarını yeni deneylere, cihazlara ve tedavilere dönüştürmeye imkan tanımaktadır. Bu sayede insan hastalıkları hakkında bilgiler geliştirerek daha sonra bu bilgileri klinik araştırmalara dahil etmektedir. Hasta bakımı sırasında toplanan bilgiler sayesinde de yeni araştırma konularını belirlemek mümkün olabilmektedir.

Bununla birlikte bu alan; insan hastalıklarına çözüm bulmada karmaşık küresel zorlukları da ele almaktadır. Bu anlamda; en yeni teknolojileri kullanarak geniş bir disiplinden faydalanmaktadır. Bunun yanı sıra; karşılanmamış tıbbi ihtiyaçları karşılamak için endüstri ile yakın bir ilişki içerisinde olmaktadır. Çünkü elde edilen en parlak keşifler dahi, laboratuvar sonuçlarını günlük tıbbi tedavilere dönüştürmenin karmaşık süreçlerinde kaybolup yok olabilmektedir.

Translasyonel Tıp ve Öneminin Anlaşılması

Biyoteknoloji alanında başarılı üniversiteler translasyonel tıp söz konusu olduğunda, alanın önemini her geçen gün daha iyi anlamaktadırlar. Bunun sonucunda; lisans ve lisans üstü eğitimlerde bu alana yönelik bölümlerin de müfredata alındığı görülmektedir. Üniversiteler, yeni uygulamalı tıp projelerinde klinisyenleri ve bilim insanlarını bir araya getirmektedir. Bu sayede klinik ve translasyonel araştırmalar daha kolay bir hale gelmektedir. Bunun yanı sıra; farklı tıp bölümleri arasındaki bilimsel etkileşimleri teşvik etmek için kaynak sağlayarak çok sayıda araştırmaya da üniversiteler öncülük etmektedir.

Biyoteknoloji alanında yaşanan gelişmeler ve yenilikler eğitim kurumlarının bu değişimlere adapte olmalarını zorunlu kılmaktadır. Yazının en başında belirtildiği gibi, yarının söz sahibi olacak olan ülkeleri bugünden biyoteknoloji alanına yeterli yatırımı yapan ülkeleridir. Türkiye bu anlamda biyoteknoloji alanına daha çok kaynak ayırarak bu yarıştan kopmamalıdır. Ayrıca biyoteknolojinin tüm alanlarına yönelik çalışmalar yapılarak biyoteknoloji kavramı her yönden desteklenmelidir.

Biyoteknoloji alanında başarılı üniversiteler hakkında daha detaylı bilgi almak için Dr. Sevgi Salman Ünver ve Prof. Dr. Işıl Aksan Kurnaz tarafından kaleme alınan Biyoteknoloji Çağına Hoş Geldiniz! kitabına Google Books üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca ilgi çekici diğer kitaplara da aba Yayın resmi internet sitesi üzerinden göz atabilirsiniz.