aba-yayin-atik-su-aritimi-yontemleri-nelerdir

Atık Su Arıtımı Yöntemleri Nelerdir?

İçme suyunun kullanılmasının ardından suyun atık hale geldiği malumdur. Göl, akarsu ve yeraltı sularının içme suyu olarak kullanımından sonra arıtma işlemleri ile tekrar dönüşümü sağlanmalıdır. Atık su arıtımı ülkeler için ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Atık suların arıtılması çok sayıda işlemi gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte; kimyasal, biyolojik ve fiziksel pek çok işlem uygulanmaktadır. Evsel atıkların yanı sıra endüstriyel atıkların temizlenmesi için gerekli olan işlemlere ilişkin süreç değişmektedir.

Süreç içerisinde kullanılmış sudaki organik ve inorganik kirleticiler arındırılmaktadır. Bu suların arıtılmasında mikroorganizmalar hayati bir öneme sahiptir. Özellikle aerobik ve anaerobik bakteriler, mantarlar ve  yosunlar atık su arıtma işlemlerinde farklı roller üstlenmektedir. Suyun önemli oranda arıtılması için de biyoteknolojiden ciddi düzeyde faydalanılmaktadır. Bu anlamda biyoteknoloji; arıtılması güç olan kirleticilerin uluslararası düzeyde kabul gören standart seviyelere çekilmesi için faydalı yöntemler sağlamaktadır.

Atık Su Arıtımı Hangi Yöntemlerle Sağlanmaktadır?

Günümüzde atık su arıtımı için farklı yöntemler bir arada kullanılmaktadır. Biyoteknolojinin çevre sektörüne yönelik uygulamaları arasında yer alan biyoiyileştirme genellikle, kirliliğin kaynağında bertaraf edilmesine yönelik yöntemler olarak bilinmektedir.

Bu yöntemde, mikroorganizmalar kullanılarak kirletici sahibi olan matrisler atık bertaraf merkezlerine taşınmamaktadır. Bunun yerine biyolojik bir arıtımın sağlanması mümkün olmaktadır. Bu yöntem sırasında hiçbir kimyasal kullanılmayarak suyun insan sağlığına uygun yapıda kalması sağlanmaktadır.

Atık Su Arıtma İşlemlerinde Hedef Nedir?

Atık su arıtma işlemlerinde amaç; atık suyun fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeden yöntemlerin kullanılarak suyun kirleticilerden temizlenmesidir. Fiziksel arıtma yöntemleri sayesinde atık suda yüzen ya da dibe çökmüş halde bulunan katı maddelerin uzaklaştırılması hedeflenmektedir. Biyolojik ve kimyasal yöntemlerin kullanılması ile de organik maddelerin ve metallerin sudan uzaklaştırılması hedeflenmektedir. Bu yöntemlerle giderilemeyen kirleticilerinden suyun arındırılması için de ileri arıtma sistemleri kullanılmaktadır.

Atık su arıtımı işlemleri yalnızca içme suyunun sağlığı için kullanılmamaktadır. Atık su içerisinde yer alan kirleticiler, suya ihtiyaç duyan sistemlerin hatasız bir şekilde çalışmalarını da önlemektedir. Bu amaçla; ızgaralar, elekler, kum tutucular ve dengeleme havuzları arıtma yöntemleri olarak tercih edilmektedir. Atık su içerisinde yer alan katı parçaların tutulması ve uzaklaştırılması, mekanik teçhizatı korumak amacıyla önemlidir.

Elek kullanıldığında, elekte tutulan katı tanecikler yüzeyden akan suyun gücü sayesinde eleğin alt kısmından çöp oluğuna ulaşmaktadır. Kum tutucular; atık suda yer alan çakıl ve kum gibi maddelerin sudan arındırılmasına yönelik olarak kullanılmaktadır. Bu maddeler, suyun dibine çökerek mekanik sistemlerin doğru bir şekilde çalışmasını engellemektedir.

Dengeleme havuzları kullanıldığında bu havuzlar atık suların kalite ve debilerinin homojen bir yapıya ulaşmasını sağlamaktadır. Atık suların homojen bir yapıya sahip olmaları ve sonrasında da sistemlere iletilmesini dengeleme havuzları gerçekleştirmektedir.

Yüzdürme yöntemi, atık suya karışmış olan yağ ve gresin temizlenmesini sağlayan bir tekniktir. Bu teknik de kendi içerisinde farklı yöntemlere ayrılmaktadır. Bu yöntemin esası; farklı yoğunluğa sahip olan sıvıların yoğunluk farkı sonucunda birbirinden ayrışmasını sağlamaktır. Küçük yoğunluğa sahip olan partiküllerin suyun yüzeyinde toplanması, atık suyun arındırılmasında yardımcı olmaktadır. Bu yöntemlerin dışında kimyasal arıtma yöntemleri de sıklıkla kullanılmaktadır.

Kimyasal Arıtma Yöntemlerinde Hangi Kimyasallar Kullanılır?

Atık su arıtımı yöntemlerinde kimyasal maddeler de tercih edilmektedir. Arıtma yöntemi için; demir sülfat, aluminyum, demir klorür, kireç, demir sülfat ve polielektrolitler yoğun şekilde kullanılan kimyasallara örnektir. Ayrıca demir tuzları, alüminyum tuzları, kalsiyum tuzları da tercih edilen diğer kimyasal maddelerdir. Polielektrolitler, doğal ve sentetik olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğal olan türleri biyolojik bir kökene sahiptir. Bu maddeler, nişastadan ya da selülozdan elde edilmektedir. Bunlar sahip oldukları yüklere göre isimlendirilmektedir.

Bir kimyasal ayrıştırıcı madde olarak tercih edilen demir sülfat, hepta hidrat halinde bulunmaktadır. Katı halde depolanması istenirse; beton, demir ve çelik bu işlem için en uygun olan maddelerdir. Çözelti şeklinde olduğunda; lastik, paslanmaz çelik ve kurşun tanklarda muhafaza edilmelidir. Bu madde, renkli sularda kullanılmamalıdır. Mangan ve demirin arıtımında son derece etkili sonuçlar sağlamaktadır. Kireçle birlikte kullanıldığında doğru miktarın ayarlanması gerekmektedir. Bu nedenle kullanıcının ne miktarda demir sülfat ve kireç kullanacağını bilerek uygulama yapması gerekmektedir.

Atık su arıtımı hakkında detaylı bilgi almak için Dr. Sevgi Salman Ünver ve Prof. Dr. Işıl Aksan Kurnaz tarafından kaleme alınan Biyoteknoloji Çağına Hoş Geldiniz! kitabına Google Books üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca ilgi çekici diğer kitaplara da aba Yayın resmi internet sitesi üzerinden göz atabilirsiniz.