Çocuk gelişiminde okul öncesi eğitim sürecinin önemi göz ardı edilemez. Okul öncesi dönem, çocukların 6 yaşına kadar olan dönemlerini anlatıyor. Yani bu dönem anaokulu eğitimine denk gelen özel bir zaman dilimi. Anaokulu eğitiminin nasıl olması gerektiğiyle çocuk gelişimi arasında bağlantı bulunuyor.
Anaokulu eğitiminde, geçmişe nazaran pek çok hata bulunduğu bir gerçek. 200 yıl öncesine dayanan anaokulu eğitiminin başlangıcında uygulanan yöntemler bugün terk edilmiş durumda. Günümüzde uygulanan okul öncesi öğrenme yöntemleri, çocuk gelişimi için gerçekten de hatalarla dolu bir eğitimi yansıtıyor.
En Büyük Hata: Yaratıcı Eğitimden Uzaklaşmak!
Yaratıcı eğitim, anaokullarının ilk çıktığı dönemlerde gerçekleşen bir eğitim sistemi… O zamanlarda anaokulu dışındaki sınıflarda verilen eğitimin çocuklar için uygun olmadığı düşüncesi hakim. Friedrich Froebel, 1837 yılında anaokulu eğitimini ortaya attığında, kendi tasarladığı oyuncakları da gün yüzüne çıkarıyor.
Froebel, 20 farklı yeni oyuncağı ile birlikte çocukların yaratıcılık yönüne ağırlık veriyor. Ona göre çocuklar, “yayın yöntemi” ile yetişkinlerin tabi olduğu eğitim sistemiyle herhangi bir kazanım elde edemezler.
Okul öncesi eğitim için yaratıcı düşünce kavramının ön planda olması gerekiyor. Yani çocuklar, önlerindeki oyuncaklarla yaratıcılıklarını geliştirebilmeliler. Froebel tarafından tasarlanan oyuncaklar işte bu eğitim sistemine izin veriyor.
Çocuklar önlerindeki oyuncak blokları kullanarak kuleler inşa edebiliyorlar. Ayrıca kağıt katlama sanatına yönelik yapılan çalışmalar da çocukların gelişimini sağlıyor. Günümüzdeki anaokulu eğitimi Froebel’in sisteminden oldukça uzakta bulunuyor.
Okul Öncesi Eğitim Mevcut Haliyle Neden İşe Yaramıyor?
Çocuk gelişiminde bir öğretmenin etrafında toplanılarak dinleme usulü ile yapılan eğitimin olumlu bir etkisi bulunmuyor. Anaokulunda uygulanan yaratıcılık geliştiren eğitim yöntemleri aslında ileri seviye eğitimlerde de kullanılabilir. Çocukların eğitim sürecinde, sadece matematiksel problemleri çözme becerisinden daha fazlasına ihtiyaçları bulunuyor. Yani günümüz dünyasında yer alan durumlara uygun düşen yaratıcı eğitimler, gerçekte, ihtiyaç duyulan bir eğitim olarak değerlendirilebilir.
Herkes Yaratıcı Olabilir mi?
Okul öncesi eğitim, çocukların yaratıcılık yönünü geliştiren bir yapıya sahip olmalı. Peki bu durumda herkes yaratıcı olabilir mi? Aslında pek çoğuna göre bu sorunun cevabı olumsuz… Yani yaratıcılık yeteneğinin toplumun yalnızca çok küçük bir kısmında yer aldığı düşünülüyor.
Bu doğru mu?
Elbette ki yanlış bir kanı.
Bir toplumda yer alan tüm insanların yaratıcılık yeteneği mevcut. Yani yaratıcılık yeteneği yalnızca Nobel Ödülü almaya hak kazananların sahip olduğu bir kabiliyet değil. Günlük yaşam içerisinde herhangi bir soruna bulunan basit çözümler dahi yaratıcılık yeteneği ile ilişkili.
Demek ki, yaratıcılık yeteneği herkeste mevcut. Doğru eğitimlerle bu yeteneğin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi gerekiyor.
Yaratıcılık Süreci Anlık mı Gelişir?
Yaratıcılık sürecinin anlık geliştiğini düşünen çok sayıda insan bulunuyor. Ancak yaratıcılık, anlık gerçekleşen bir durum değil. Yapılan çalışmalar, yaratıcılığın uzun bir süreç sonunda ortaya çıktığını gösteriyor. Bu süreçte yapılan deneyler, çalışmalar, kafa yorma süreçleri vb. tüm aktiviteler sonunda yaratıcılık ortaya çıkıyor.
Yaratıcılığın en önemli unsuru ise merak kavramı…
Yaratıcılık Öğretilebilir mi?
Okul öncesi eğitim, çocuklardaki yaratıcılık yeteneğinin ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlar. Bunun için çocuklara herhangi bir baskı yapmaya gerek bulunmuyor. Yani çocukların doğal yapısında mevcut olan merak durumu, yaratıcılık faaliyetlerini ortaya çıkarmaya yetiyor. Önemli olan, çocukların bu girişimlerine engel olmamak.
Sonuç olarak; çocuklarda yaratıcılık yeteneğinin olduğu ancak bunun özel çalışmalarla geliştirilmesi gerektiği söylenebilir. Yani bu yetenek beslendiğinde, çocukların yaratıcı eylemlerde bulunma durumları daha da artıyor.
Okul Öncesi Eğitim Sürecinde Hangi Hatalar Yapılıyor?
Anaokulu eğitiminde çocukların yaratıcılıklarına ket vuran tüm eğitim çalışmaları birer hata olarak değerlendirilebilir. Bunun için, çocukların tasarım yeteneklerini geliştiren çalışmalar yapılmalı. Bunun için Froebel’den esinlenerek yaratıcılığı geliştiren oyuncaklar ve oyunlar tercih edilebilir. İleri düzey sınıflarda görülen öğrenme metotlarının anaokulu öğrencileri için işe yaramaz olduğu açık.
Çocukların eğitiminde yapılan bir başka hata ise teknolojinin yanlış kullanılması. Teknolojinin, eğitim sürecinde etkisiz olduğunu iddia etmek doğru değil. Teknolojinin kullanımına yönelik hatalı uygulamaların terk edilmesi gerekiyor.
Çocuklar ellerindeki telefon ve tabletlerle teknoloji nasıl kullanılıyorlar?
İşte bu sorunun cevabı, eğitim sürecinde teknolojinin faydalı olup olmadığını ortaya koyuyor.
Okul öncesi eğitim hakkında detaylı bilgi almak için Mitchel Resnick tarafından kaleme alınan Yaşam Boyu Anaokulu kitabına Google Books üzerinden ulaşabilirsiniz. İlgi çekici diğer kitaplara ulaşmak için de aba Yayın resmi internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.