Kendin yap kültürünün teknoloji ile birleşmesinden doğan maker hareketi, son yıllarda oldukça rağbet gören bir akım. Tasarımsal düşünce ile ortaya çıkan bu hareketin özünde hayal gücü ve yaratıcılık yatıyor. Birçok alanda olumlu etkileri olan hareket, eğitim alanına da yeni bir boyut kazandırdı. Dersler önceden sadece öğretmenin anlattıklarını izlemek ve dinlemekten ibaretti. Ancak maker hareketi ile öğrenciler öğrenme sürecine aktif olarak katılıyor, dokunup hissederek, uygulayarak ve keşfederek öğreniyor. Roket tasarlamak, 3D yazıcıda modeller basmak, kodlama öğrenmek öğrencilerin üreten bireyler olarak yetişmelerini de sağlıyor.
Üretim ve keşifle gelen motivasyon ile yeni fikirler ortaya çıkıyor. Bu sayede öğrenciler bireysellikten kurtulmayı başarıp fikirlerini paylaşmayı öğrenerek grup çalışmalarına yatkın hale geliyorlar. Öğrencilerin maker olabilmeleri ve hayallerini tasarımlara dökebilmeleri için sınıfların fiziki ve teknik yapısının maker aktiviteleri için uygun olması gerekiyor. Peki, sınıfları birer maker alanlarına nasıl dönüştüreceğiz?
1. İlham Verici Bir Dizayn
Yaratıcılığın artması ve fikirlerin özgürce dolaşması için rahat ve öğrencileri sınırlandırmayan bir ortam gereklidir. Bunun için klasik sıra ve masalar yerine hareketli mobilyalar tercih edilmelidir. Öğrencilerin düşüncelerini yazabilmesi ve notlar alabilmesi için post-itler, köpük ve beyaz tahtalar da temin edilebilir. Bu şekilde dizayn edilmiş maker atölyesi gibi sınıflar fikirler üzerinde hep birlikte düşünülebilmesi ve beyin fırtınası yapılabilmesi için idealdir.
2. Erişilebilir Sınıflar
Öğrencilerin projelerini rahatça yapabilecekleri, yeni fikirler üzerine tartışıp araştırma yapabilecekleri maker sınıfları için kullanılan raflar ve masalar çocukların boylarına göre yapılmalı ve tekerlekli sandalye kullanan öğrenciler için de erişilebilir bir ortam yaratılmalıdır. Ayrıca malzemeler sürekli kullanıma hazır tutulmalıdır.
3. Depolama Alanı: Hareket Özgürlüğü
Maker alanları, herkesin özgür çalıştığı dağınık ortamlardır. Ancak çok fazla dağınıklık ve karışıklık işleri zorlaştırabilir. Bu nedenle malzemeler sınıflandırılıp kutulara konularak sınıfın bir köşesindeki depolama alanına kaldırılabilir. İçerisindeki malzemelerin anlaşılabilmesi için kutulara etiket yapıştırılması da iyi olacaktır. Depolama alanı sayesinde öğrencilerin rahat hareket etmeleri için yeterli boşluk da elde edilmiş olacaktır.
4. Malzeme ve Etkinlik Çeşitliliği
Sınıftaki malzemeler tek düze olmaktan ziyade öğrencilerin ilgi alanlarına hitap edecek şekilde çeşit çeşit olmalıdır. Doğada bulunan yaprak, kuru ağaç dalları, atık karton, kâğıt, bez parçaları ve daha birçok ürün sınıfta malzeme olarak kullanılabilir. Bu durum çocukların hayal güçlerinin gelişmesi ile farklı ve ilham verici etkinliklerin yapılmasını da olanaklı kılar.
5. Teknik Alt Yapı
Öğrencilerin elektrikli yapım araçları ile bilgisayar ve tabletlerini kullanabilmeleri için maker sınıfı içerisinde yeteri kadar priz olmalıdır. Eğer yeter sayıda priz bulunmuyorsa güvenlik önlemlerinin alınması koşuluyla uzatma kablolarının kullanılması da iyi bir alternatif olabilir.
Kaynak
