İnsanların yerleşik yaşama geçmeleri ile beraber tarımın önemi de artmıştır. Bilindiği gibi tarım, toplumların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için ihtiyaç duyulan temel besinleri üretmektedir. Ancak tarımın işlevi günümüzde yalnızca temel besin maddelerini üretmekle sınırlı tutulmamalıdır. Bugün pek çok alanda, tarımsal üretimlerden ciddi düzeyde faydalanılmaktadır. Tarımsal biyoteknoloji girişimleri tarımsal üretime değer katan bir unsurdur.
Tarımda ortaya çıkan yenilikler tarım ürünlerinden alan verimliliği hızlı bir şekilde artırmaktadır. Bununla birlikte; tahıl çeşitlerinin ıslah edilmesi, kimyasal gübre ve tarım ilaçlarının yaygın bir şekilde kullanılması, tarımda mekanizasyonun sağlanması ve sulama yöntemlerinin geliştirilmesi konvansiyonel tarımın çıktı miktarını ve kalitesini yükseltmiştir. Tarım alanında yaşanan modernleşme ve yeni yöntemlerin kullanılması dünyadaki açlık ve kıtlık sorunlarının çözümüne katkı sağlamıştır.
Tarımsal Biyoteknoloji Girişimleri Ne İşe Yarar?
1940’lı yıllar ile 1970’li yıllarda dünyada tarım üretim miktarını artırmaya yarayan Yeşil Devrim, tarımdaki temel sorunları ortaya çıkarmıştır. Bugün tarımsal biyoteknoloji ile yine tarımda devrim yaşamak mümkündür. Dünya nüfusunun çok hızlı bir biçimde artması sonucunda 2050 yılında nüfusun 9,8 milyara ulaşacağı öngörülmektedir. Bu artışın da genel olarak gıda kıtlığı yaşayan ülkelerde ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Durum böyle olunca tarımdaki verimliliğin kısa sürede artırılmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir.
Çünkü artan nüfus, beraberinde artan gıda ihtiyacı anlamına gelmektedir. Dünya genelinde, artan refah seviyesi ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler sonucunda hayvansal üretimlere olan talep de artmaktadır. Hayvansal üretime olan talebin artması, hayvanları beslemek için ihtiyaç duyulan bitkisel üretimlerin daha fazla miktarda gerçekleşmesini zorunlu kılmaktadır. 2050 yılına kadar tarıma olan ihtiyacın karşılanabilmesi için %70 oranında bir artış mecburidir. Gelişmekte olan ülkelerde, nüfus artışının olumsuzluklarından korunabilmek için tarımsal üretimin iki katına çıkması gerekmektedir. Ayrıca bu artışın kalıcı bir şekilde olmasına yönelik yöntemler kullanılmalıdır.
Tarımsal Üretimi Artırmak İçin Tarım Alanlarını Artırmak
Tarımsal biyoteknoloji ile tarım üretiminin artırılması önemli bir konudur. Belki bu konuda insanlar, tarım yapılan alanların artırılarak tarımsal üretimin artırılabileceğini savunabilirler. Ancak bu durum pek de mümkün değildir. Dünyanın yaklaşık olarak %75’i su ile çevirilidir. Geriye kalan toprakların ise %50’si çöller ve kutup bölgelerinden oluşmaktadır. Dünya genelinde geriye kalan %12,5’lik alanın ise %40’lık bölümü tarımsal üretime uygun olmadığından buralarda tarım yapılamamaktadır. Dünya genelinde, tüm bu alanlar çıkarıldıktan sonra tarım yapılabilecek alan %7,5’lik bir bölüm olarak görülmektedir.
Bu kısıtlı alan içerisinde de tarım üretimini artırmak hiç de kolay değildir. Çünkü tarıma uygun alanların belli bir kısmı da ormanlar, sulak alanlar ve nesli tükenmekte olan hayvanların doğal alanlarıdır. Hali hazırda tarım arazisi olarak kullanılan yerlerin belirli bir kısmı; şehirleşme, endüstrileşme gibi tarım dışı alanlara tahsis edilmektedir. Bu alanların bir bölümü de erozyon, çölleşme ve kirlenme gibi sebeplerden ötürü tarım üretimine imkan tanımamaktadır. Ayrıca küresel iklim değişikliğinin de etkisini her geçen gün daha da artırması, tarıma zarar veren bir başka unsurdur.
Günümüzde teknolojide yaşanan yenilikler, tarihin hiçbir zamanında olmadığından daha hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu hız beraberinde yeni imkanların ortaya çıkmasına ve insanlığın daha rahat yaşamasına yardımcı olmaktadır. Öngörülebilir gelecekte de bu gelişmelerin yaşanacağı düşünülmektedir. Ancak hızlı gelişim, her alanda aynı düzeyde olmamaktadır. Bugün biyoteknoloji alanlarına yatırım yapan ülkeler, yakın gelecekte dünyada söz sahibi olacak ülkelerdir. Bugün biyoteknoloji alanına yapılan yatırımlar ve bunların düzeyi, gelecekte ülkelerin konumlarını belirleyici olacaktır.
Tarımda Yaşanması Gereken Yenilikler
Tarımsal biyoteknoloji alanında yapılan çalışmalar tarımda önemli gelişmelerin yaşanmasını hedeflemektedir. Bugün Endüstri 4.0 olarak adlandırılan kavram, günümüzde sektörlerin çalışmalarında insan gücünün mümkün mertebe en aza indirilmesine ve makineleşmenin en üst noktaya çıkmasına gayret göstermektedir. Tarım alanında akıllı yöntemlerin uygulanması ve makineleşmenin artmasına yönelik girişimler Tarım 4.0 olarak isimlendirilmektedir.
Artık akıllı tarım yöntemleri ile birlikte tarımda verimliliğin en üst düzeye çıkarılması hedeflenmektedir. Makineleşme sayesinde tarım üretiminde ihtiyaç duyulan sulama, gübreleme ve ilaçlama gibi faaliyetler optimal olarak gerçekleştirilebilir. Sonuç olarak artan nüfusa karşılık akıllı tarım yöntemlerinin uygulanması dünyanın tamamı için yararlı sonuçlar sağlayacaktır.
Tarımsal biyoteknoloji hakkında detaylı bilgi almak için Dr. Sevgi Salman Ünver ve Prof. Dr. Işıl Aksan Kurnaz tarafından kaleme alınan Biyoteknoloji Çağına Hoş Geldiniz! kitabına Google Books üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca ilgi çekici diğer kitaplara da aba Yayın resmi internet sitesi üzerinden göz atabilirsiniz.