‘Öğrenmeyi etkileyen duygular nelerdir‘ sorusu öğretmenlerin ilgisini çeken bir konudur. Çünkü öğretmenler her derslerinin son derece verimli olmasını beklerler. Ancak gerçek durum böyle değildir. Öğrencilerin sahip oldukları duygular onların ders başarısını yakından etkilemektedir. Öğrencilerden herhangi biri dersin yapılacağı günde ya da öncesinde can sıkıcı bir olay yaşayabilir. Ya da basit bir gelişmeden dolayı öğrencilerin canları sıkılmış olabilir. Bunun dışında ders sonrasında verilen ödevleri yapmaktan da öğrenciler bunalmış bir durumda öğretmenine sitem edebilirler.
Ancak öğretmenler, öğrencileri hangi duyguya sahip olursa olsun, o gün, o dersi en verimli şekilde anlatmak zorundadır. Bu nedenle öğretmenler, sınıftaki duygusal durumu anlayabilmeleri ve bu koşullar altında öğrencilerin dikkatini nasıl canlı tutabileceklerini bilmek durumundadırlar.
Temel Duygular Nelerdir?
İnsanlar sahip oldukları duyguların çok sayıda faydasını görmektedir. Bugün insanların hayatta kalmalarını sağlayan en önemli unsurların başında duygular gelmektedir. Peki, temel duygular nelerdir? Bu soruya cevap olabilecek iki farklı teorinin olduğu görülmektedir. Bu teorilerden ilki ‘kavramsal eylem’ duygu teorisi olarak adlandırılmaktadır.
Bu teoriye göre beyin anında duyguları oluşturmak için yapı ve işlev bağlantılarının etkileşimlerini kullanmaktadır. Konu hakkında mevcut olan diğer teori ise; yalnızca altı ya da yedi tane duyguya sahip olduğumuza yönelik ortaya atılan teoridir. Bu teoriye göre duygular birbirleri ile iç içe geçmiş durumdadır. Duyguların bu 6-7 tanesi dışındakiler ise coğrafyaya özgü bir kültürde öğretilmelidir.
İç İçe Geçmiş Duygularımız Hangileridir?
İkinci teoride bahsi geçen iç içe geçmiş duygularımız şunlardır:
- Küçümseme,
- Şaşkınlık,
- Korku,
- Öfke,
- Tiksinme,
- Neşe,
- Üzüntü.
Bu duygular sayesinde insan gerekli olan eylemleri gerçekleştirmektedir. Bunun dışında; korku sayesinde insan tehlike içerisinde olduğunu anlar. Bu durumda vücut adrenalin salgılar ve ‘dur, savaş ya da kaç’ komutlarından biri harekete geçirilir. Şaşkınlık durumunda otonom sinir sistemlerimiz uyarılmaktadır.
Bu sayede bizim bir sonraki gerekli adımın hangi durumda olursak olalım atmamız gerektiği sonucu ortaya çıkar ve duruma göre hareket ederiz. Öfke duygusu, insanın ihtiyaç duyduğu gereksinimlerden bir veya birkaçının karşılanmadığını göstermektedir. Öfke sayesinde insanlar bu durumu değerlendirerek düzeltme eğilimine girebilir.
Öğrenmeyi etkileyen duygular nelerdir sorusuna verilecek çok sayıda cevap bulunmaktadır. Konu hakkında detaylı bilgi almak için Eric Jensen ve Liesl Mcconchie tarafından yazılan Beyin Temelli Öğrenme: Yaşam Boyu Öğrenme Sürecinde Öğrenciler Aslında Nasıl Öğrenir? Kitabına Google Books üzerinden ulaşabilirsiniz. İlgi çekici kitaplara ulaşmak için de aba Yayın resmi internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.