aba-yayin-biyoteknolojik-gidalar

Biyoteknolojik Gıdalar

Biyoteknolojik gıdalar nelerdir? Gelecekteki beslenme alışkanlıklarımızı ne yönde etkileyebilirler? Dünya nüfusunun günden güne hızlı bir şekilde artmaya devam etmesi, küresel iklim değişikliği ve buna bağlı olarak gelişen kuraklık, sel baskınları, yangın ve benzeri felaketler nedeniyle tarım arazilerinin gün geçtikçe azalması pek çok ülkenin yakın bir gelecekte gıda güvenliği açısından ciddi problemler yaşayacağını göstermektedir. Bununla birlikte, aşırı gübre kullanımı nedeniyle ortaya çıkan ötrofikasyon ve zirai ilaç kirlenmeleri gibi nedenlerle su kaynaklarının tehdit alltında olduğu da bilinmektedir.

Tüm bunlara ek olarak; insan kaynaklı küresel sera gazı salınımlarının nedeni %5 oranında hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. 2050 yılına gelindiğinde insan nüfusunun yaklaşık 10 milyar olması beklenmektedir. Bu noktada, gelecekte insan nüfusunun protein ihtiyacının şu anki üretimin yaklaşık iki katına denk geleceği görülmektedir. Genel gıda güvenliğinin yanında, protein ihtiyacının da yakın gelecekte problemlere yol açacak konuların başında geldiği söylenebilir.

Alternatif Gıda Arayışları ve Biyoteknolojik Gıdalar

Biyoteknolojik gıdalar, alternatif gıda arayışları neticesinde ortaya çıkmıştır. Kırmızı ete alternatif olabilecek protein kaynakları incelendiğinde, son dönemde özellikle bezelye proteini, mantarlardan elde edilen miko-protein, mavi-yeşil alg grubundan Spirulina ve çekirge, cırcır böceği gibi yenebilen bazı böcek türlerinin öne çıktığı görülmektedir. Aynı zamanda, vegan ya da  vejeteryan beslenme biçimlerini benimseyen bireylerin yanı sıra; hayvansal gıda tüketimini azaltmak isteyen bireyler için bezelye, soya ve alg proteinleri kullanılarak üretilen yeni nesil gıda ürünleri raflarda yer bulmaya ve giderek yaygınlaşmaya başlamıştır. BeyondMeat ve Impossible Burger gibi girişim firmalarının içinde et bulunmayan “hamburger” gibi çeşitli ürünleri yoğun ilgi görmektedir. Benzer şekilde, “Follow Your Heart” adlı bir firma “vegan yumurta” üretmiş ve satışa sunmuştur. Vegan yumurta üretimi için yosunlardan elde edilen karageenan ve soya proteini kullanılmıştır.

Endüstriyel Biyoteknoloji

Endüstriyel biyoteknoloji çerçevesinde doğal kaynakların yanı sıra; laboratuvar ortamında et üretiminin mümkün hale geldiği bilinmektedir. Endüstriyel biyoteknoloji,  doku mühendisliği tekniklerinden yardım alarak, et üretimi için kullanılan bir hayvandan alınarak biyoreaktörlerde çoğaltılan hücre örneklerini çatı ağlar aracılığıyla ölçeklendirilerek kullanıma sunmaktadır. Laboratuvar koşullarında üretilen ve “kültür eti” olarak adlandırılan et için hayvanların öldürülmesine gerek olmaması, etik açıdan doğru olup; aynı zamanda ekolojik olarak değerlendirildiğinde de su kaynakları ve tarımsal alanlar kullanılmadığından, karbon ayak izinin azaltılması bakımından büyük önem taşımakta ve gelecek vaat etmektedir. Ekonomik açıdan “kültür eti” veya “laboratuvarda büyütülmüş et” piyasasının, yıllık %15.7’lik bileşik büyüme oranları ile 2025 yılı itibariyle 214 milyon dolarlık bir pazara ulaşması beklenmektedir.

Biyoteknolojik gıdalar hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için aba Yayın tarafından yayımlanan “Biyoteknoloji Çağına Hoş Geldiniz!” adlı kitaba buradan ulaşabilirsiniz. Daha fazla yayına ulaşmak için aba Yayın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Soru ve görüşleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.